Obezite: Küresel Bir Sağlık Sorunu
Obezite: Küresel Bir Sağlık Sorunu Obezite, vücutta aşırı yağ birikmesi
Obezite, Dünya Devletlerinde en önemli halk sağlığı problemlerinden biri haline gelmiştir. Çocuklarda obezite ‘nin yaygınlığı arttığından, obeziteyle bağlantılı eşzamanlı hastalıkların da yaygınlığı artmaktadır. Bu nedenle, danışmanlık hizmeti ve tedavinin sağlanması için sağlık çalışanlarının fazla kilolu ve obez çocukları tespit etmesi zorunludur.
Teşhis – Vücut kitle indeksi (BMI) hesaplaması, fazla kilolu ve obez çocukların değerlendirilmesinde klinik olarak kullanışlı bir araçtır. BMI, boyun (metre olarak) karesinin vücut ağırlığına (kilogram olarak) bölünmesiyle elde edilir. Adipozite çocukluk çağında fazla kilolulukla ilişkilendirilir. BMI direkt olarak vücuttaki yağı ölçmediğinden, bir çocuktaki adipozite artan kas kitlesiyle olduğundan fazla (örn: bir sporcu), azalan kas kitlesiyle de olduğundan az değerde (örn: hareketsiz bir çocuk) görülebilir.
2 yaşından büyük olan tüm çocukların, boyları ve kiloları ölçülerek yılda en az bir kere BMI hesaplanmalıdır. Sonuçlar uygun bir büyüme eğrisi üzerinde çizilmelidir. Sağlık çalışanları genellikle geçici muayenelerde kilo durumunu önemsememektedir, bu nedenle boy ve kiloyu hesaplayıp belirleyerek çocuklarda obezite durumunu takip etmek önemlidir.
Cinsiyet ve yaşa göre BMI yüzdesi ve eğilimi, çocuğun zayıf (< yüzde 5), normal kilolu (yüzden 5 ile 85 arası), fazla kilolu (BMI ≥ yüzde 85 ve yüzde 95), ya da obez (≥ yüzde 95) olup olmadığını belirler. BMI yüzdeleri ayrıca erkek ve kız çocukları için hesap makinesi kullanılarak da belirlenebilir. Yönetim stratejisi buna bağlı olarak çeşitlilik gösterir.
Eğer BMI yüzde 85’in altındaysa fakat yılda 3-4 birim ilerler (kg/m2) ve yüzde çizgisini aşmaya başlarsa, özellikle çocuk dört yaşından büyükse, fazla kilolu olma riski taşıdığı aileye bildirilmeli ve küçük taktiklerle sağlıklı kiloda kalması sağlanmalıdır. Tablolarda, ailelere yardımcı olması bakımından beslenmeyi düzeltici, kalori alımını önleyici, fiziksel aktiviteyi arttırıcı taktiklerden örnekler verilmekte ve bu hedeflere destek olmaları için ebeveynlik stratejilerini benimsetilmektedir.
Çocuğun yaşı ve ailenin büyüme şekli, BMI yüzdesinde eğilim hesaplanırken dikkate alınmalıdır. Doğum zamanında büyüme parametrelerini en çok belirleyen, hamilelik sırasında annenin beslenmesi ve gebelikte annenin çevresidir, genetik faktörlerse sonradan etki eder. Dolayısıyla, aile büyüme şekline göre doğum kilo yüzdesi beklenenden az olan bazı çocukların kilo yüzdesi, zamanla artabilir. Bununla birlikte, dört yaşın üzerindeki çocukların yüzde beşi büyüme grafiğindeki iki büyük persantil çizgisini aşmaktadır ve bu çizgiyi aşan çocuklar fazla kilolu olma riskini taşır.
Değerlendirme – Fazla kilolu veya obez çocuğun değerlendirmesi, tedavi edilebilir sorunları ve hastalıkları belirlemelidir. Değerlendirme, eksiksiz bir geçmiş ve fiziksel muayeneyi de kapsamalıdır.
Çocukluk ve ergenlikteki obezitenin eş zamanlı hastalıklarını; endokrin, kardiyovasküler, gastrointestinal, akciğerler , ortopedik, nörolojik, dermatolojik ve psikososyal sistemlerdeki anormallikleri içerir. Geçmişte “yetişkin hastalığı” olarak anılan tip 2 diyabet ve karaciğer yağlanması gibi belli hastalıklar, şu anda obez çocuklarda sıklıkla görülmektedir. Dahası, ergenlik dönemindeki obezite, yetişkinlerdeki obeziteden bağımsız olarak, yetişkinlerdeki hastalık ve erken ölüm riskini arttırmaktadır. Örnek olarak uzun vadeli bir çalışmaya göre, çocukluk döneminde fazla kilolu olan kadınların yetişkinlik döneminde meme kanseri ve tüm nedenlerinden ötürü ölüm riskleri artmıştır. Çocuklukta fazla kilolu olan erkeklerin de iskemik kalp hastalığından ölme riski artmıştır.
Endokrin – Çocuklarda obezite ‘nin endokrine bağlı eş zamanlı hastalıkları, bozulmuş glukoz toleransı, şeker hastalığı, kadınlarda hiperandrojenizm (androjen fazlalığı), büyüme çağında ve ergenlikteki anormalliklerdir.
Bozulmuş glukoz toleransı – Diyabetin gelişimini haber veren bozulmuş glukoz toleransı, çocukluk ve ergenlik obezitesinin yaygın bir komplikasyonudur.
Şeker hastalığı – İsrail’deki genç erkekler üzerinde yapılan geniş çaplı bir çalışma, beklenildiği gibi, ergenlikteki BMI ile yetişkinlikteki T2DM (Tip 2 diyabet) arasında bir bağlantı olduğunu göstermiştir.
Metabolik Sendrom – “Metabolik Sendrom”, tip 2 diyabet ve yetişkinlerdeki aterosklerotik kalp hastalığının metabolik risk faktörlerinin kümelenmesini ifade eden bir terimdir. Abdominal obezite, hiperglisemi, dislipidemi ve hipertansiyon bu kümelenmenin bileşenleridir. Kardiyovasküler risklerin kümelenmesi, özellikle fazla kilolu ve obez olan çocuk ve ergenlerde de görülür.
Hiperandrojenizm – Obez ergen kız çocukları, hiperandrojenizm ve erken başlayan polikistik over sendromunun (PCOS) artan riskini taşır. PCOS; hirsutizm (kıllanma artışı), regl(adet) düzensizlikleri, akantozis nigrikans, akne ve sebore dahil çeşitli klinik anormallikleri içerir. Bazı hastalarda ergenlikte teşhis koymak zor olabilir.
Çocuklarda obezite, hızlı büyüme ve kemik yaşının hızlı ilerlemesini de beraberinde getirir. Bu statüdeki hızlı büyümenin genetik olarak programlanandan farklı olup olmadığı kesinleşmemiştir. Fazla kiloluluk, kız çocuklarında erken başlayan cinsel olgunlaşma ile bağlantılıdır.
Kardiyovasküler – Çocuk ve ergenlikteki obezite, yetişkinlikte görülen kardiyovasküler hastalıklarla ilişkilidir.
Hipertansiyon – Fazla kilolu ve obez çocuk ve ergenlerde hipertansiyon riski artmaktadır. Cinsiyet ve yaşa göre yüzde 95’in altında vücut kitle indeksine sahip olanlara göre, yüzde 95 ve üstü BMI’e sahip olan çocuklarda hipertansiyon riski üç kat daha fazladır.
Dislipidemi – Dislipidemi, özellikle yağları merkezde toplanan fazla kilolu ve obez çocuk ve ergenlerde artan yağlanma ile meydana gelir. Kan yağlarındaki artış dikkati çekmektedir.
Kardiyak yapı ve fonksiyon – Çocuklardaki obezite, orta yaşlı yetişkinlerde görülen benzer kardiyak yapı ve fonksiyonlardaki değişikliklerle ilişkilidir. Bulgular, hem hipertansif olan hem de hipertansif olmayan obez çocuklarda görülen artan sol kalp karıncık kitlesi, artan sol karıncık ve sol kulakçık çapı, daha fazla kalp çevresi yağlanma, kalbin toplama fonksiyon bozukluğunu da içermektedir.
Yetişkin koroner kalp hastalığı – Yukarıda belirtilen çalışmalar, orta derece kardiyovasküler sonuçları olan hipertansiyon ve dislipideminin çocuk obezitesine olan etkilerini açıklamaktadır. Bununla birlikte artan kanıtlar çocukluktaki obezite ile yetişkinlikteki kardiyovasküler hastalık arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir.
Gastrointestinal – Non-alkolik Karaciğer Yağlanması – Obezite, nonalkolik karaciğer yağlanması (NAFLD) olarak bilinen karaciğer bozukluklarının klinik spektrumu ile ilişkilidir. Bozukluklar, steatoz (iltihapsız artan karaciğer yağlanması) ve nonalkolik steatohepatiti (NASH, iltihaplı artan karaciğer yağlanması) içerir. NASH, karaciğer fonksiyon bozukluğuna, siroza ve sonuç olarak tedavi edilmezse karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Kilo yönetimi NAFLD için oluşturulmuş tek tedavidir. Çocuklar üzerinde yapılan randomize olmayan çalışmalar, kilo kaybı sonrası karaciğer histolojisi ve karaciğer fonksiyon testleri aktivitesinde gelişme olduğunu göstermiştir.
Obezite, durumları predispoze etmeden (örn; hemolitik anemi, parenteral beslenme) çocuklardaki safra taşının en yaygın sebebidir. Safra taşı riski BMI ile yükselir ve erkeklerden çok kız çocuklarında daha yüksektir.
Pulmoner – Çocuklar ve ergenlerde obeziteye bağlı pulmoner (akciğerle ilgili) hastalıklar Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA) ve Obezite Hipoventilasyon Sendromu’nu kapsar (OHS).
Obstrüktif Uyku Apnesi – Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA), uyku sırasında üst hava yolunun tamamen tıkanması ve devam eden solunum eforuna rağmen hava hareketinin durması olarak tanımlanır; kısmi hava yolu tıkanmasına obstrüktif hipoventilasyon denir. OSA, her zaman olmasa da genellikle kalıcı horlama ile ilişkilidir. Obezite önemli bir predispozan faktördür; OSA’nin yaygınlığı obez çocuk ve ergenlerde, sağlıklı kilodaki kişilere kıyasla daha fazladır.
Obezite hipovantilasyon sendromu – Obezite hipoventilasyon sendromu, aşırı obezite ve uyanıklık esnasında meydana gelen alveoler(hücresel) hipoventilasyon olarak tanımlanır. Bu bozukluk nadir görülür fakat hayati tehlikesi vardır ve acilen teşhis ve tedavi gerektirir.
Ortopedik – Obeziteye bağlı eş zamanlı ortopedik hastalıklar, femur başı epifiz kayması (SCFE) ve tibia vara (blount hastalığı)’dır. Buna ek olarak, obez çocuklarda kırıklar, çarpık bacak, iskelet-kas ağrıları (örn; sırt, bacak, diz, ayak bileği ve ayak) ve hareket kabiliyeti bozuklukları da görülebilir.
Femur Başı Epifiz Kayması (SCFE) – Genellikle ergenliğin başlangıcında meydana gelir. Obezite önemli bir risk faktörüdür. Çocuklarda obezite ‘nin klasik açıklaması, bir yaralanma geçmişi olmaksızın, kalça, kasık, uyluk ya da dizde yayılmayan, hafif, acı veren bir ağrı şikâyetidir. Teşhis radyografiler tarafından onaylanır. SCFE hastaları, diğer bacakta da SCFE’in oluşmasını önlemek için, tedavinin planlanması amacıyla bir ortopedik cerraha ve uygun bir kilo verme programı için de bir obezite uzmanına yönlendirilmelidirler.
Tibia vara (Blount hastalığı), giderek eğrilen bacaklar ve baldırda bükülme olarak nitelendirilir. Aşırı derecede anormal ağırlık taşımaya bağlı baldır kemiğinin büyüme plağının büyümesinin durması sonucu oluşur. Tibia vara obeziteyle ilişkilidir ve beyaz insanlardan çok siyahi bireylerde daha yaygındır. Bir raporda, 95 kg ve üzeri kilosu olan 80 siyahi erkek çocuk arasında (13-19 yaş arası) tibia vara’nın yaygınlığı %2,5 olarak verilmiştir.
Kırıklar – Obez çocuklar normal kilolu çocuklara kıyasla kırıklara daha duyarlıdırlar. Yetişkinlerin aksine obez çocukların bedenleri düzeldiğinde genellikle kemik yoğunlukları azalmıştır. Strese bağlı durumlarda vücutta kilo kaybı, D vitamini eksikliği, egzersiz azlığından ötürü kemik yoğunluğunda azalma ve obezitenin diğer biyomekanik etkileri saptanmamıştır.
Nörolojik – İdiopatik İntrakraniyal Hipertansiyon – Risk obezitenin şiddetiyle birlikte artar (şiddetli obezitenin ihtimal oranı normal kilolu çocuklara kıyasla 16:14’tür) (155). İdiopatik intrakraniyal hipertansiyonlu çocukların yarısı obez olsa da semptomların başlangıcı kilo alımıyla ilişkili gibi görünmemektedir.
Dermatolojik – Obeziteyle eş zamanlı dermatolojik hastalıklar, pişik, fronküloz ve hidradenitis supurativa’yı kapsar. Hidradenitis supurativa, koltukaltı ve kasığın pişik derisinde oluşan iltihaplı nodüller ve derin çalkantılı kistler olarak nitelendirilir. Akantozis nigrikans (deri sertleşmesi), obez kişilerde yaygın bir deri bozukluğudur ve insülin direnciyle ilişkilidir. Sitriae distensae (çatlaklar) de yaygındır; yüksek seviyedeki adrenokortikosteroidlerle bağlantılı, muhtemel hormonal faktörlerle birlikte hareket eden mekanik faktörlerden (deri gerilmesi) ötürü oluşurlar.
Psikososyal – Çocuklarda obezite deki psikososyal sonuçlar geniş çaplıdır. Bunlar yabancılaşma, yaşıtlarla olan bozuk ilişkiler, zayıf özsaygı, vücut görüntüsünde bozukluk, anksiyete ve depresyondur. Psikososyal hastalık riski, ilerleyen yaşla birlikte artar ve kız çocuklarda daha fazla görülür.
Doktor veya hemşire çocuğunuzun kilosunun boyuna göre sağlıklı olup olmadığını BMI’ını kullanarak size söyleyecektir. Doktor veya hemşire çocuğunuzun BMI’ını aynı yaş ve cinsiyetteki diğer çocukların BMI’larıyla karşılaştıracaktır. Eğer çocuğunuzun BMI’ı diğer çocuklarınkinden yüksekse, o fazla kiloludur. Bir çocuğun BMI’ı aşırı yüksek olduğunda doktorlar bazen ‘obez’ ya da ‘obezite’ terimini kullanırlar.
Sağlıklı bir kiloya sahip olmak önemlidir çünkü fazla kilolu çocuklarda aşağıdaki sorunlar görülebilir;
Ayrıca çocuğunuzun sağlıklı bir kiloda olması önemlidir çünkü yetişkin olduğunda da sağlıklı kiloda olacaktır. Fazla kilolu bir yetişkin olması, yüksek kan basıncı, diyabet (yüksek kan şekeri), kalp krizleri ve bazı kanser türleri gibi tıbbi sorunları doğurabilir.
Çocuklar farklı nedenlerden ötürü fazla kilolu olabilirler. Bazı çocuklar diğerlerinden daha kolay kilo alır. Bu çocuklar; çok fazla yiyerek, sağlıksız gıdalarla beslenerek ve yeterli egzersiz yapmayarak fazla kilolu hale gerebilirler. Çocuklar kolayca kilo aldığında, sağlıklı kiloya erişip o kiloda kalabilmek için daha fazla çaba sarf etmelidirler. Yaygın olmasa da, bazı ilaçlar ve tıbbi durumlar (hormon bozuklukları), çocukların kolayca kilo almasına neden olur.
Doktor veya hemşire sizinle ve çocuğunuzla görüşecek ve muayene edecektir. Aşağıdakileri kontrol etmek için kan testi yapabilir:
Çocuğunuzun sağlıklı bir kiloya erişmesine yardım etmek için onun daha sağlıklı gıdalar almasını ve daha aktif olmasını sağlamalısınız. Özellikle ilk başlarda bu yaşam tarzı değişikliklerini yapmak zor olabilir. Çocuğunuzla birlikte yaşam tarzı değişikliklerine başlamak için, 5-2-1-0 rakamlarını düşünün. Bu rakamların her biri çocuğunuzun sağlıklı olması için her gün ulaşmaya çalıştığınız bir hedefi temsil etmektedir.
İlk başlarda çocuğunuzla birlikte bu hedeflere ulaşamayabilirsiniz ama bu sorun değildir. İlk önce denemek için 1-2 hedef seçin. Daha sonra diğer tüm hedeflere ulaşmayı deneyebilirsiniz.
Evet. Aşağıdaki seçenekleri uygulayabilirsiniz:
Çocukluk ve ergenlikteki obezitenin eş zamanlı hastalıklarını; endokrin, kardiyovasküler, gastrointestinal, akciğerler , ortopedik, nörolojik, dermatolojik ve psikososyal sistemlerdeki anormallikleri içerir. Geçmişte “yetişkin hastalığı” olarak anılan tip 2 diyabet ve karaciğer yağlanması gibi belli hastalıklar, şu anda obez çocuklarda sıklıkla görülmektedir. Dahası, ergenlik dönemindeki obezite, yetişkinlerdeki obeziteden bağımsız olarak, yetişkinlerdeki hastalık ve erken ölüm riskini arttırmaktadır. Örnek olarak uzun vadeli bir çalışmaya göre, çocukluk döneminde fazla kilolu olan kadınların yetişkinlik döneminde meme kanseri ve tüm nedenlerinden ötürü ölüm riskleri artmıştır. Çocuklukta fazla kilolu olan erkeklerin de iskemik kalp hastalığından ölme riski artmıştır.
Endokrin – Çocuklarda obezite ‘nin endokrine bağlı eş zamanlı hastalıkları, bozulmuş glukoz toleransı, şeker hastalığı, kadınlarda hiperandrojenizm (androjen fazlalığı), büyüme çağında ve ergenlikteki anormalliklerdir.
Bozulmuş glukoz toleransı – Diyabetin gelişimini haber veren bozulmuş glukoz toleransı, çocukluk ve ergenlik obezitesinin yaygın bir komplikasyonudur.
Şeker hastalığı – İsrail’deki genç erkekler üzerinde yapılan geniş çaplı bir çalışma, beklenildiği gibi, ergenlikteki BMI ile yetişkinlikteki T2DM (Tip 2 diyabet) arasında bir bağlantı olduğunu göstermiştir.
Metabolik Sendrom – “Metabolik Sendrom”, tip 2 diyabet ve yetişkinlerdeki aterosklerotik kalp hastalığının metabolik risk faktörlerinin kümelenmesini ifade eden bir terimdir. Abdominal obezite, hiperglisemi, dislipidemi ve hipertansiyon bu kümelenmenin bileşenleridir. Kardiyovasküler risklerin kümelenmesi, özellikle fazla kilolu ve obez olan çocuk ve ergenlerde de görülür.
Hiperandrojenizm – Obez ergen kız çocukları, hiperandrojenizm ve erken başlayan polikistik over sendromunun (PCOS) artan riskini taşır. PCOS; hirsutizm (kıllanma artışı), regl(adet) düzensizlikleri, akantozis nigrikans, akne ve sebore dahil çeşitli klinik anormallikleri içerir. Bazı hastalarda ergenlikte teşhis koymak zor olabilir.
Çocuklarda obezite, hızlı büyüme ve kemik yaşının hızlı ilerlemesini de beraberinde getirir. Bu statüdeki hızlı büyümenin genetik olarak programlanandan farklı olup olmadığı kesinleşmemiştir. Fazla kiloluluk, kız çocuklarında erken başlayan cinsel olgunlaşma ile bağlantılıdır.
Kardiyovasküler – Çocuk ve ergenlikteki obezite, yetişkinlikte görülen kardiyovasküler hastalıklarla ilişkilidir.
Hipertansiyon – Fazla kilolu ve obez çocuk ve ergenlerde hipertansiyon riski artmaktadır. Cinsiyet ve yaşa göre yüzde 95’in altında vücut kitle indeksine sahip olanlara göre, yüzde 95 ve üstü BMI’e sahip olan çocuklarda hipertansiyon riski üç kat daha fazladır.
Dislipidemi – Dislipidemi, özellikle yağları merkezde toplanan fazla kilolu ve obez çocuk ve ergenlerde artan yağlanma ile meydana gelir. Kan yağlarındaki artış dikkati çekmektedir.
Kardiyak yapı ve fonksiyon – Çocuklardaki obezite, orta yaşlı yetişkinlerde görülen benzer kardiyak yapı ve fonksiyonlardaki değişikliklerle ilişkilidir. Bulgular, hem hipertansif olan hem de hipertansif olmayan obez çocuklarda görülen artan sol kalp karıncık kitlesi, artan sol karıncık ve sol kulakçık çapı, daha fazla kalp çevresi yağlanma, kalbin toplama fonksiyon bozukluğunu da içermektedir.
Yetişkin koroner kalp hastalığı – Yukarıda belirtilen çalışmalar, orta derece kardiyovasküler sonuçları olan hipertansiyon ve dislipideminin çocuk obezitesine olan etkilerini açıklamaktadır. Bununla birlikte artan kanıtlar çocukluktaki obezite ile yetişkinlikteki kardiyovasküler hastalık arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir.
Gastrointestinal – Non-alkolik Karaciğer Yağlanması – Obezite, nonalkolik karaciğer yağlanması (NAFLD) olarak bilinen karaciğer bozukluklarının klinik spektrumu ile ilişkilidir. Bozukluklar, steatoz (iltihapsız artan karaciğer yağlanması) ve nonalkolik steatohepatiti (NASH, iltihaplı artan karaciğer yağlanması) içerir. NASH, karaciğer fonksiyon bozukluğuna, siroza ve sonuç olarak tedavi edilmezse karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Kilo yönetimi NAFLD için oluşturulmuş tek tedavidir. Çocuklar üzerinde yapılan randomize olmayan çalışmalar, kilo kaybı sonrası karaciğer histolojisi ve karaciğer fonksiyon testleri aktivitesinde gelişme olduğunu göstermiştir.
Obezite, durumları predispoze etmeden (örn; hemolitik anemi, parenteral beslenme) çocuklardaki safra taşının en yaygın sebebidir. Safra taşı riski BMI ile yükselir ve erkeklerden çok kız çocuklarında daha yüksektir.
Pulmoner – Çocuklar ve ergenlerde obeziteye bağlı pulmoner (akciğerle ilgili) hastalıklar Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA) ve Obezite Hipoventilasyon Sendromu’nu kapsar (OHS).
Obstrüktif Uyku Apnesi – Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA), uyku sırasında üst hava yolunun tamamen tıkanması ve devam eden solunum eforuna rağmen hava hareketinin durması olarak tanımlanır; kısmi hava yolu tıkanmasına obstrüktif hipoventilasyon denir. OSA, her zaman olmasa da genellikle kalıcı horlama ile ilişkilidir. Obezite önemli bir predispozan faktördür; OSA’nin yaygınlığı obez çocuk ve ergenlerde, sağlıklı kilodaki kişilere kıyasla daha fazladır.
Obezite hipovantilasyon sendromu – Obezite hipoventilasyon sendromu, aşırı obezite ve uyanıklık esnasında meydana gelen alveoler(hücresel) hipoventilasyon olarak tanımlanır. Bu bozukluk nadir görülür fakat hayati tehlikesi vardır ve acilen teşhis ve tedavi gerektirir.
Ortopedik – Obeziteye bağlı eş zamanlı ortopedik hastalıklar, femur başı epifiz kayması (SCFE) ve tibia vara (blount hastalığı)’dır. Buna ek olarak, obez çocuklarda kırıklar, çarpık bacak, iskelet-kas ağrıları (örn; sırt, bacak, diz, ayak bileği ve ayak) ve hareket kabiliyeti bozuklukları da görülebilir.
Femur Başı Epifiz Kayması (SCFE) – Genellikle ergenliğin başlangıcında meydana gelir. Obezite önemli bir risk faktörüdür. Çocuklarda obezite ‘nin klasik açıklaması, bir yaralanma geçmişi olmaksızın, kalça, kasık, uyluk ya da dizde yayılmayan, hafif, acı veren bir ağrı şikâyetidir. Teşhis radyografiler tarafından onaylanır. SCFE hastaları, diğer bacakta da SCFE’in oluşmasını önlemek için, tedavinin planlanması amacıyla bir ortopedik cerraha ve uygun bir kilo verme programı için de bir obezite uzmanına yönlendirilmelidirler.
Tibia vara (Blount hastalığı), giderek eğrilen bacaklar ve baldırda bükülme olarak nitelendirilir. Aşırı derecede anormal ağırlık taşımaya bağlı baldır kemiğinin büyüme plağının büyümesinin durması sonucu oluşur. Tibia vara obeziteyle ilişkilidir ve beyaz insanlardan çok siyahi bireylerde daha yaygındır. Bir raporda, 95 kg ve üzeri kilosu olan 80 siyahi erkek çocuk arasında (13-19 yaş arası) tibia vara’nın yaygınlığı %2,5 olarak verilmiştir.
Kırıklar – Obez çocuklar normal kilolu çocuklara kıyasla kırıklara daha duyarlıdırlar. Yetişkinlerin aksine obez çocukların bedenleri düzeldiğinde genellikle kemik yoğunlukları azalmıştır. Strese bağlı durumlarda vücutta kilo kaybı, D vitamini eksikliği, egzersiz azlığından ötürü kemik yoğunluğunda azalma ve obezitenin diğer biyomekanik etkileri saptanmamıştır.
Nörolojik – İdiopatik İntrakraniyal Hipertansiyon – Risk obezitenin şiddetiyle birlikte artar (şiddetli obezitenin ihtimal oranı normal kilolu çocuklara kıyasla 16:14’tür) (155). İdiopatik intrakraniyal hipertansiyonlu çocukların yarısı obez olsa da semptomların başlangıcı kilo alımıyla ilişkili gibi görünmemektedir.
Dermatolojik – Obeziteyle eş zamanlı dermatolojik hastalıklar, pişik, fronküloz ve hidradenitis supurativa’yı kapsar. Hidradenitis supurativa, koltukaltı ve kasığın pişik derisinde oluşan iltihaplı nodüller ve derin çalkantılı kistler olarak nitelendirilir. Akantozis nigrikans (deri sertleşmesi), obez kişilerde yaygın bir deri bozukluğudur ve insülin direnciyle ilişkilidir. Sitriae distensae (çatlaklar) de yaygındır; yüksek seviyedeki adrenokortikosteroidlerle bağlantılı, muhtemel hormonal faktörlerle birlikte hareket eden mekanik faktörlerden (deri gerilmesi) ötürü oluşurlar.
Psikososyal – Çocuklarda obezite deki psikososyal sonuçlar geniş çaplıdır. Bunlar yabancılaşma, yaşıtlarla olan bozuk ilişkiler, zayıf özsaygı, vücut görüntüsünde bozukluk, anksiyete ve depresyondur. Psikososyal hastalık riski, ilerleyen yaşla birlikte artar ve kız çocuklarda daha fazla görülür.
Doktor veya hemşire çocuğunuzun kilosunun boyuna göre sağlıklı olup olmadığını BMI’ını kullanarak size söyleyecektir. Doktor veya hemşire çocuğunuzun BMI’ını aynı yaş ve cinsiyetteki diğer çocukların BMI’larıyla karşılaştıracaktır. Eğer çocuğunuzun BMI’ı diğer çocuklarınkinden yüksekse, o fazla kiloludur. Bir çocuğun BMI’ı aşırı yüksek olduğunda doktorlar bazen ‘obez’ ya da ‘obezite’ terimini kullanırlar.
Sağlıklı bir kiloya sahip olmak önemlidir çünkü fazla kilolu çocuklarda aşağıdaki sorunlar görülebilir;
Ayrıca çocuğunuzun sağlıklı bir kiloda olması önemlidir çünkü yetişkin olduğunda da sağlıklı kiloda olacaktır. Fazla kilolu bir yetişkin olması, yüksek kan basıncı, diyabet (yüksek kan şekeri), kalp krizleri ve bazı kanser türleri gibi tıbbi sorunları doğurabilir.
Çocuklar farklı nedenlerden ötürü fazla kilolu olabilirler. Bazı çocuklar diğerlerinden daha kolay kilo alır. Bu çocuklar; çok fazla yiyerek, sağlıksız gıdalarla beslenerek ve yeterli egzersiz yapmayarak fazla kilolu hale gerebilirler. Çocuklar kolayca kilo aldığında, sağlıklı kiloya erişip o kiloda kalabilmek için daha fazla çaba sarf etmelidirler. Yaygın olmasa da, bazı ilaçlar ve tıbbi durumlar (hormon bozuklukları), çocukların kolayca kilo almasına neden olur.
Doktor veya hemşire sizinle ve çocuğunuzla görüşecek ve muayene edecektir. Aşağıdakileri kontrol etmek için kan testi yapabilir:
Çocuğunuzun sağlıklı bir kiloya erişmesine yardım etmek için onun daha sağlıklı gıdalar almasını ve daha aktif olmasını sağlamalısınız. Özellikle ilk başlarda bu yaşam tarzı değişikliklerini yapmak zor olabilir. Çocuğunuzla birlikte yaşam tarzı değişikliklerine başlamak için, 5-2-1-0 rakamlarını düşünün. Bu rakamların her biri çocuğunuzun sağlıklı olması için her gün ulaşmaya çalıştığınız bir hedefi temsil etmektedir.
İlk başlarda çocuğunuzla birlikte bu hedeflere ulaşamayabilirsiniz ama bu sorun değildir. İlk önce denemek için 1-2 hedef seçin. Daha sonra diğer tüm hedeflere ulaşmayı deneyebilirsiniz.
Evet. Aşağıdaki seçenekleri uygulayabilirsiniz:
Obezite: Küresel Bir Sağlık Sorunu Obezite, vücutta aşırı yağ birikmesi
Çocuklarda Obezite Obez Çocuk ve Ergenlerin Klinik Değerlendirmesi Obezite, Dünya
Yetişkinlerde obezite Yetişkinlerde Obezite Yetişkinlerde obezite vücuttaki yağ oranın artmasıyla